Eviniz kaç kişilik? Davetsiz misafirleriniz için fazlaca yeriniz var mı? Aynen öyle! Bende sizin gibi düşünüyorum. Güneydoğu gibi yatacak damlarda yok, peki ne yapacağız? Bu işin çözümü eğitim…
Bir ev alırken ençok dikkat ettiğimiz oda sayısıydı değil mi? Bunun nedeni, yaşam alanının daha ferah ve rahat bir şekilde kullanımıdır. İşin birde misafir olayı var! İşte tam burada yatak sayısının önemi ortaya çıkıyor değil mi? Öyle ya; misafir her şekilde rahat ettirilmeliydi. Yatması, yemesi vs… Evin içinde bu tür hesaplamalarla misafir krizini çözebilirsiniz ancak dışarı çıktığınızda durum çok farklı! Kendine yetmeyen kentimiz, misafirine ne yapsın? Bu sorunun cevabını alternatifler üreterek bulabiliriz. Şehrin en büyük sorunu hiç şüphesiz “otopark.” Tatile gelenler alışveriş yapmak yani para harcamak için devri-kent yapıp duruyor ama nafile! Aracına bir yer bulmak, milli piyango amortisi çıkmasında daha da zor gibi. Bu işin çözümü ne olabilir? Diye sorduğumuzda, olmayan otoparkları nasıl oldururuz? Sorusu ile devam ediyor. Ben söyleyeyim; kent merkezinde kaç okul var? Bu okulların bahçeleri neden otopark olarak kullanılamıyor? Kanuni engel mi var? Bence yok çünkü diğer illerde sayısız örnekleri mevcut. Buradan yöneticilere seslenmek istiyorum; “ Okul bahçelerini otopark olarak kullandırınız.” Atacağınız bu adım, kanayan otopark yarasına merhem olacaktır. Okul Aile Birlikleri, okullar açıldığında ayak bastı parası havasında paralar alıyor. Bunun nedeni ise dar bütçeli olmaları. Okul bahçesini otopark olarak kullanılırsa, okullarımızın kasasına para girer, maddi durumu iyi olmayan çocukların anne ve babaları kara kara düşünmez. Bence bu önerim iyice tartışılmalı ve düşünülmeli. Bu işin olmaması için hiçbir engel yok. Neden mi? Fazla uzağa gitmenize gerek yok. Samsun’da neredeyse bütün okullar bahçelerini araçlara açmış durumda. Komşunun yaptığını biz neden yapmayalım ki? Otopark demişken, işin en büyük yükünü trafik polisleri çekiyor. Otopark ararken sinir katsayıları artanlara psikolojik süspansiyon uygulayanlar onlar. İlk onlar yüzgöz oluyor vatandaşla. “Hatalı park yaptınız, ceza keseceğiz” diyen polise, “Yer göster çekeyim” cevabı yüzlerce kez sorulurken, o kadarda cevapsız kalıyor. Ayrıca, otopark sorunu kadar “tembellik” sorununu da unutmamak gerekiyor. İki adımlık yere yürümek yerine aracını gideceği yerin önüne çekme hevesi nedir? Eski cezaevinin altında Sinop Belediyesine ait bir otopark var. Ben o otoparkın dolduğunu hiç görmedim. Sanırım otopark ile üşengeçlik omuz omuza ilerliyor sorunlar yolculuğunda. Dostlar böyle olmaz! Her birimiz feragat etmek zorundayız. Üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Meydan projesini yapacak olanlar, otopark sorununa daha da fazla odaklanmalılar. Boyumuz misafirimizi aşıyor. Mera ile meydan arasındaki farkı iyi analiz etmemiz gerekiyor. Yeşil alan, meydan kadar otoparkta ciddi bir gereksinim. Yapabildiğiniz kadar otopark yapınız. Hatta bahçesi olan bile otopark yapsın. Devlete vergisini versin, memleketine de faydalı olsun. Eski cezaevinin orada bulunan otopark, çok katlı olamaz mı? Gördüğüm kadarı ile imkansız değil. Her yaz sezonunda hakaret ediliyor bu kente. Girişi ile birlikte bir bardak çay içmek için kentte devri alem yapanların öfkesi üzerimize olmasın.
Ayrıca, motosiklet kullanın. Sinop motosiklet için oldukça uygun. Beş motosiklet bir otomobil kadar yer kaplamıyor biliyor musunuz? Sinop’ta motosiklet kullanımının arttırılması için projeler yapılmalı, insanlar teşvik edilmeli.
Hele birde otoparkların ücretlerinden Tuğkan bebek için kullanılsa, bu kentin tadından yenmez.
Denizcilik ve Kabotaj Bayramızını en içten dileklerimle kutluyorum. Hoşçakalın…