Kalem Traş…
Benim yazılarımı okuyanlar bilirler, başlıklarımı çelimsiz, anlamsız ve saçma sapan atarım hep. Ancak sadece başlığı okuyup geçenler bu şekilde düşündüğü için işin detayına girdiğinde durumun değiştiği aşikar olmuştur hep. ..
Kalem traş her birimizin hayatında önemli bir yere sahiptir ve mutlaka herkes tarafından da kullanılmışlığı vardır.
Bu traş başka traş…
Bu yazımdaki kalem de traşta farklı, şöyle ki;
Beni bilen bilir, her fikre, her düşünceye her zaman saygı duymuşumdur. Taraf tutana da, tutmayana da, doğru yazana ve yanlış yazana da…
. Sinop’ta bir haber paylaşım sitesinde “Kırık Kalem” isimli bir köşe yazarı hali hazırdaki siyasi gündemi değerlendirmiş. Bende o meçhul kişinin yazdığı yazıyı değerlendireyim dedi. Neden değerlendiriyorum onu da söyleyeyim; sosyal paylaşım sitemden bana özel olarak bu yazının linki atıldı, ondan…
Öncelikle siyasi bir yazı yazıyorsan rumuz kullanmak pek doğru değil. Yazar yazdıklarının altına imzasını atmalı, gizemli işler gazetecilik anlayışında çok şık durmuyor…
Her şey iyi güzel de nedir bu Ersoy aşkı nedir arkadaş?
Öncelikle O sadece Ersoy değil, aynı zamanda TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Sinop Milletvekli, seveni de var sevmeyeni de. Yazılan yazıda Ersoy’a karşı sempatik bir algı oluşturmaya çalışmak, seferoğulları ve tellioğullarına çevirmekten başka bir yere varmaz…
1980 den beridir bu memlekette çok şey değişti, çelik değişti mesela… sonra siyasette değişti, yiğidin hakkı yoğurtluya verilir oldu, Yeni Türkiye’de başkasını karalayarak birilerini yükseltmeye çalışma çabalarını bu Millet yemiyor artık… Buradan biz ne yazarsak yazalım Milletin kafasındaki fikri ve zikri değiştirmek mümkün değil. Zaten bizim işimiz de bu değil. Bizim işimiz objektif bir şekilde Toplumun aynası olmak, bu vizyon ve misyon ile topluma hizmet etmek…
Sana göre bazı aday adayları iyi, ötekiler kötü…
Bu nasıl bir analizdir?
Demek ki zatı muhterem AK Parti hiyerarşisini çok yakından bilen birisi…
Demek ki kalenin dışından değil !!! İçerisinden fethetmeye anlayışı kuvvetle muhtemel…
Bunları bir kenara bırak bence, birilerini karalayarak olmaz, olmamalı… Çaydaki taşla çaydaki kuşu vurmak deyimini hatırlatıyor bana…
Madem konu siyasetten açılmış, bende çok kısa değerlendireyim siyasi gündemi Objektif ilkelerine bağlı kalarak…
Her seçimde olduğu gibi CHP kanadı sessiz ve belirsiz bir şekilde ön seçimi bekliyor,
MHP ise bu sefer çok iddialı, bütün aday adayları 7/24 sahada ve siyasi vizyonlarını anlatıyor halka.
AK Parti de ise reklam peşinde olan da var, her seçimde şansını tekrar deneyenlerde ki, bu en doğal hakkıdır. Uzun yıllar partisine hizmet vermiş ve hizmet yolunda ilerlemek isteyenler de var.
Ancak !!!
Sadece şunları söyleyebilirim; MHP var gücü ile asılıyor, CHP yeni strateji peşinde ve bu dönem şansını gençlerle deneyecek gibi görünüyor. İlçeler de hesaplar kitaplar her zamanki gibi merkez siyaset üstüne kurulu.
AK Parti genel merkez Adayını belirlerken mutlaka geçmişe bir bakacak.
Seçimden seçime parti kapısı çalanlar ayrılacak,
Çalışanların başarı skalalarına bakılacak,
Adayın yaş ortalaması çok önemli olacak,
Temayül yoklaması daha sonraki seçimler için önemli olacak,
Bu seçimde Sinop Merkez’in düşüncelerine çok önem verilecek, Adayı sokağa çıktığında tanınmasına ve sevilmesine dikkat edilecek, hatta bir sonraki yerel seçimleri için merkezde etkili olabilecek isim üzerinde yoğunlaşılablir…
Amma !!!
Çay bahçelerinde, kapalı kapılar arkasında, orada, burada, aynı partiden aday adaylarını kötüleyen yada kötületerek siyaset yapanlar ve iş ciddiye bindiğinde tam tornistan yapanlar bu milletin vekili asla ama asla olmayacak…
Her zaman söylerim;
Basın Toplumun Ortak Sesidir,
basın aydınlatıcıdır,
Yönlendirme tabelası değil,
Eski Çamlar bardak oldu, Bu Millet nerede nasıl davranmasını bilen Milet, bu millet hür iradesi ile doğrusuna karar verecek Millet…
Kazanan her daim Sinop olsun...
Rumuz Yok... Yazıyı Yazan Ben Deniz; Deniz Özen…