Haydaaaa,
Diyeceksiniz ki ulan bu bizim Deniz böyle yazılar, böyle başlıklar atmaz, atmaz tabii.
Ön yargıyı seven bir toplumuz,
”pezevenk” deyince akla gelen belli…
ama işin aslı bu değil, zaten mevzuda bu değil. Sadece dikkat çekmek. Haber başlıklarına göre yorum yapan bir topluma böyle davranmak mübah...
Neyse ben şu “pezevenk” olayını kısaca anlatayım sonrada asıl meseleye geleyim.
Süleyman Demirel, Azerbaycan'ın kurulmasından kısa süre sonra ülkeye gider. ülkenin ileri gelen yöneticileri tarafından bir basın toplantısı düzenlenmektedir. toplantıda demirel de hazır bulunmaktadır.
Azeri yetkili: Türkiye republikası prezidenti seyın Süleyman Demirel, Türk dönyasının ileri gelen "pezevenklerinden"dir. bir çok Türk soydaşımızın ülkemizde karhane açmasına öncülük itmiştir, der.
adam yanlış söylememiştir. pezevenk önder demektir. karhane de şirket demektir. Süleyman Demirel de altında kalmamıştır tabii ki. "efendim siz de az pezevenk değilsiniz". Diyor. (Bu yazıyı internetten alıntı yaptım.)
İşte asıl meselemiz her zaman ki gibi Sinop, hem de öyle birileri gibi Sinop ismini öne atarak etiket peşinde koşan zavallılar gibi değil. Sahiden Sinop, gerçekten Sinop...
Hepimiz Sinop'ta yaşıyoruz ve görüyoruz olan biteni, yılladır aynı... yaz aynı, kış aynı...
Sinop Miami ye fuara gidecek diye bir toplantı yapıldı, A'dan Z'ye hemen hemen ker şey konuşuldu o toplantıda, yani artık birileri eleştirmeninde ötesine taşıdı bu işi ve somut adımlar atma yolunda yürünmeye başlandı.
İyide ne zman olur bunlar? nasıl düzelir? önce aynaya bakmaktan mı geçiyor yoksa herşey...
Ne zaman Modern oluruz?
Sokaklarımızı kirletmediğimizde,
Yerlere tükürmediğimizde,
Çöplerimizi çöp kutularına attığımızda,
Çöpçülerinde bizim gibi birer insan olduğunu hatırladığımızda,
En güzel temizliğin Kirletmemek olduğunu anladığımızda,
Yere çöp atan birini gördüğümüzde üslubu ile uyardığımızda,
En mutlu Şehrin insanları gibi davrandığımızda.
Ne zaman turizmden ihya oluruz?
Turizm derneği gereğini yaptığında yâda sinema getirmekten başka bir şey yaptığında,
Turizmin insanları sadece yemek yedirip, konaklatma ve sahiller malak gibi yatırmaktan daha ileride olduğunu anladığımızda,
Kurvaziyer gemileriyle gelenleri asalak gibi gezmek zorunda bırakmadığımızda,
Turizm sektörünün her şeyi Hikmet Tosundan beklemediğinde,
Alaattin Keykubat Camisine “Büyük Cami” demediğimizde,
Tarihimizi, geçmişimizi iyi öğrendiğimizde,
Toplumun gerektirdiği kaidelere uyum sağladığımızda,
İyi reklam iyi satış,
Allah Sinop’a güzellik verirken çok cömert davranmış, sadece bunu iyi pazarlamaktır yapılması gereken…
Ben biraz yorgunum, aklıma gelenler şimdilik bu kadar,eğer sizin de Sinop için neler yapılması ile ilgili olarak aklınıza gelen bir şeyler varsa yazın bir zahmet.