TARİHİ EMANETLERDE NE DURUMDAYIZ ?

Kentimiz asırlardır varlığını sürdüren,canlı canlı yaşayan, yeryüzünde 2500 yıldır ismi değişmemiş belki de tek kenttir. Doğal olarak her medeniyetin izlerini taşır.Bu emanetlerin bir kısmına sahip çıkmış, müzelerimizde koruma altına almış,kent içindeki tarihi binaların bir kısmını restore etmişiz.Bazı bölgelerde kazı çalışmaları sürdürülmektedir. Yeterli mi ?Tabii ki değil.
Özellikle yakın tarih yapılarını nasıl koruyor,nasıl kullanıyoruz.Bazılarını aslına uygun restore edebiliyor muyuz ?
Bence bu konularda sınıfı geçtiğimiz söylenemez. 
Şimdi bazılarının durumlarına bir bakalım!
* Tarihi Sinop Cezaevi;
Halen restorasyonu devam eden ve ünü ülke sınırlarını aşan bu emanetimizde neler yapılıyor bilmiyoruz. Uygulama projesinin son durumu nedir ? Görsellerinden de anlamak mümkün değil.Geçen yıl önerilerde bulunmuş, taleplerimizi kamuoyuna açıklamıştık.
Cezaevinin ana binalarının aynen korunmasını,Ankara Ulucanlar cezaevi gibi düzenlenerek müze haline getirilmesini, gizli zindanların gün yüzüne çıkarılmasını, cezaevinde gerçekten yatan ünlülerin isimlerinin belirlenmesini,işkence aletlerinin sergilenmesini, kapı altı,tabutluk,görüşme odalarının aynen korunmasını talep etmiş,tersane olarak kullanılan bölümün ve denize açılan kapıların açılmasını istemiştik.
Kesinlikle içeride kafeterya, restaurant, eğlence yerlerini, soyunma odalarını, atölyeleri ve benzer yerlerin yapılmasını kabul edemeyeceğinizi belirtmiştik.
Yaşanmışlıkların,
anıların,doğallığının yok olasını istemiyoruz.Şu ana kadar neler yapıldığını bilmiyor ve kaygılanıyoruz.
Dilerim açıldığında tamamen yok edilmiş bir tarihi emanetle karşılaşmayız.
* Paşa Tabyaları;
Kentimizde onlarca tabyadan ayakta kalan tek tabyadır.Tarihi değerinin yanında gerek mimarisi, gerekse mühendisliği inanılmazdır.
Koğuşlarda her mevsim aynı sıcaklık korunur,havalandırma sistemi bir mühendislik harikasıdır.Uzun yıllarca farklı amaçlarla kullanılan koğuşlarda bazı bölümler,birbirine geçiş tünellerin geçiş noktaları betonla kapatılmış,üç katlı olduğu söylenen cephanelik girişi de tamamen gizlenmiştir. Koğuş bölümlerinin birinden Karakum'a, diğerinden Sinop'a uzanan tünel girişleri kapatılmıştır.Bina artık su almaya başlamıştır. Kısaca acilen KÜLTÜR bakanlığı tarafından bakıma alınmalı,kapalı alanlar,tüneller,
cephanelik açılmalı ve halkın ziyaretine sunulmalıdır.
Geçen yıllarda iki valiye,kültür müdürlüğü ve müze yetkililerine,belediye başkanlarına durumu iletmemize rağmen ne yazık ki birşey yapılmamıştır.
Dilerim sesimizi duyan sorumlular,ilgililer yetkili ve etkili kişi ve kurumlar tarafından bu kez gereği yapılır,bu çok özel ve değerli emanetimiz PAŞA TABYALARI kurtarılmış olur.
Şimdi üç tarihi binadan biraz söz edelim ;
Bu üç tarihi bina için  birkaç yıl önce araştırma ve çalışmalar yapan,rapor hazırlayıp önerilerini mülki idareye sunan Sinop Tarih ve Kültür Araştırmaları Derneğine emekleri için teşekkür çok  ediyorum.Önerilerini dikkate almayarak kentin tarihine ve kültürüne darbe vuran yetkili kişi ve kurumları da kınıyorum.
Ve bugünün mülki ve yerel yöneticilerine tekrar önerilerimi sunmak istiyorum.
- Eski PTT binası; Tersanede bulunan ve Rumlar tarafindan 1860-1870 yıllarında LİSE binası olarak yapıldığı söylenen, farklı kaynaklarda ise RUS KONSOLOSLUĞLU olarak yapıldığı belirtilen tarihi binadır.1913-1921 tarihleri arasında mutasarrıf Zihni Bey tarafından onarılarak PTT merkez binası olarak kullanılmaya başlanmış,yeni PTT binası yapılınca PTT misafirhanesi,Atom Enerjisi Kurumu Bilgi Merkezi olarak kullanılmıştır.Halen Göç İderesi binası olarak kullanılmaktadır.
Bence yapılması gereken kültür aktivetilerinin yapıldığı, sergi ve gösteri salonu, kent müzesi olarak kullanıma açılmasıdır.
- Eski Jandarma binası;
Atatürk caddesinde bulunan ve Sinopluların maddi katkısı,mübadele öncesi RUM ustaların emekleri ile yapılan bina 1986 yılına kadar Jandarma Alay Komutanlığı,bugüne kadar da Jandarma Sosyal Tesisleri olarak kullanılmıştır.Ve bugün ne yazık ki KENT MEYDANI projesi içinde MİLLET KIRAATHANESİ yapılmak istenmektedir.Bir kültür kenti olan Sinop'ta kültür etkinlikleri için kullanıma açılması tüm Sinopluların en büyük dileğidir.Farklı amaçlarla kullanıma açılması hemşehrilerimize utanç verecektir.Mülki ve yerel yöneticilerin Sinopluların sesine kulak vermeleri gerekiyor.Bir tarihi değerin korumanın en doğru yolu o değerin kültür ve sanat hizmetinde kullanılmasıdır.
Dilerim bu tarihi emanet yanlış ellerde yok edilmeden gerçek kimliği ile kültür ve sanat merkezi olarak hizmete sunulur.
- Eski Askerlik Deposu ; 
Kaleyazısında Askerlik Şubesi binasının arkasında bulunan ve GEÇ OSMALI DÖNEMİ yapısı olan bina 1874 yılında Askerî Depo olarak yapılmıştır.Milli Savunma Bakanlığına tahsis edilen ve misafirhane olarak restore edilen bina henüz kullanıma açılmamıştır.Binanın aslında Tarihi Cezaevi, Lonca Kapısı,Kumkapı, Antik Agora,Bizans Su Yolları,Mermer Sütunlu Yollarının olduğu eski GARAJ yanında olması ARKEOLOJİK ve ANTROPOLOJİK çalışmalarda çok fonksiyonel olarak kullanılması,hatta KAZI  EVİ olarak hizmet vermesi hem tarihi binanın korunması, hem de SİNOP için son derece doğru hizmet vermesi anlamında önemlidir.Bu önerim dikkate alınır ve bina  kullanıma açılırsa Sinop'a önemli bir katkısı olacaktır.
Daha farklı değerlerimiz ve emanetlerimizde vardı  kuşkusuz.Bir kısmını geçmiş dönemlerde toprak altında bırakmışız,bir kısmını yeni inşaatlar için yok etmişiz.Bir kısmınıda günümüzde KENT MEYDANI projesinde olduğu gibi yok ediyoruz.
Özellikle Avrupada örneklerine rastladığımız bu tür tarihi yapılar tamemen KÜLTÜR ve SANAT  binaları ve MÜZE olarak kullanılmaktadır.
Beş bin yıllık kentimiz ile övünürken tarihimizin yok edilmesi,emanetlerin amaç dışı kullanılması, RANT uğruna farklı kullanımlar için zorlanması Sinop'a, Sinoplulara yapılacak en büyük kötülük olacaktır.
Dilerim Sinop'un kültür ve sanat etkinlikleri ve çocuklarımıza  bırakacağımız emanetler için en doğru kararlar alınır.
Bizler de Sinoplu olarak kentte gururla dolaşabiliriz.
Sağlıkla kalın.